bir gün

00:41 29 Ocak 2011 Cumartesi

taaaa ki o gün gelene kadar....

allem edilip kallem edilip ikna edilemeyenler,
yatağa yatar yatmaz uyuyanlar,
bugünün işini yarına bırakmayanlar,
pastadan dansöz çıkanlar,
tırnağı kırılanlar,
çorapları kokanlar,
rüyasında vikingleri görenler,
her gün tartıya çıkıp kilo veremeyenler,
lanet olası kıçı kafasından büyük olanlar,
azınlıkta kalanlar,
ferhat olup güzel olmayanlar,
gandalftan korkanlar,
uykusunda konuşanlar,
zilin sesini duyanlar,

devam edecek...

ta ki o gün gelene kadar....

try to stay outta hell

00:06 17 Ocak 2011 Pazartesi

arkamı toplayan sen

22:48 14 Ocak 2011 Cuma

arkamı kimse toplamasın ne olur?

dağınık ve mutluyum ben. dağınıkken her şeyimi buluyorum ama şimdi arkamdan toplayan var her şeyim kayıp. az önce çıkardığım tişörtümü 5 dakika sonra geri giyinmek istiyorum ama yok kanepenin üzeri derli toplu eee tişört nerede. son giyilen eşya olduğu için dolabı açınca hemen görmek umuduna kapılıyorum. o da boşa.

nerede bu tişört?
nerede bu kulaklık?
bilgisayarım balkondan çıktı birinde!! buz gibi olmuş alet!!
nerede bu dergi?
uykusuz, penguen nerede yaaa daha okuyamadım bile?
peki çorabımın teki nerede? ( tamam bu önceden de hep kaybolurdu)

kapı açılır:
"gel de bir hoşgeldin de ayıp olur. hemen dönersin."

içeri gidilir:

"hoşgeldiniz"

"oooo ne kadar büyümüş" (külli yalan hala aynı boy aynı kilo)

yapmacık sırıtış

"eee naptın okuyordun değil mi sen?"

"evet"

"kaç oldu"

"bitti"

"%&/!"..."eee ne yapıyorsun şimdi girdin mi kpssye"

"yok girmedim, yükseğe devam"

"heee yükseleceğim diyorsun yani hahahahah"

yapmacık sırıtış vol.2

(araya kaynayan diğer sesler: "yurt dışına gidecekti de bıdıbıdıbıdı"
"kpssye girecekti de bıdıbıdıbıdı"
"aslında istediği başka şeyler var bıdıbıdıbıdı"
"kitaplarla ilgili bir iş yapmak istiyor bıdıbıdıbıdı"
" iç çamaşlırının rengi kırmızı :S"şaka şaka:) ama onu da bekledim)

"konuşacaklarınız vardır ben içeri geçeyim"

__burada bitmez__

eskiden size çok matıklı gelen birşeyin daha sonra aptalca gelmesi çok fena.
misal: benim 4-5 yıl önce sapsarı ojelerim vardı ve onların süper güzel olduklarını düşünüyordum. hatta hep onları sürersim. bal rengi diye almıştım. bira bardağını tutar ojelerim ve içkinin renklerinin uyumuna hayran kalırdım. ne tesadüftür ki bunu beğenen bir kaç kişi daha olmuştu.

"oha ne güzel renk o öyle nerden buldun"

bu cümle sayesinde kendimle gurur bile duyardım çok değil bundan sadece 4-5 yıl önce. evet böyle basit şeyler bana gurur verirdi. basitti ozaman yaşamak.
nedense bu sabah kahvaltısının masasındaki bal hatırlatabildi bana bunu. bir an o balla aynı renk tırnkalarım olduğunu düşünüp. ıyyykkkkk bununla mı gurur duyuyormuşum dedim.

geçen gün buluştuğum orta okul arkadaşım:

" ben seni ortaokulda çok severdim niye daha sonra görüşmedik biz?"

sadece o cümleyle ortaokula geri döndüm:

"ben bile o halimden nefret ediyorum sen nasıl sevmişsin?"

bazen olur... eskiden yaptığımız ve bize çok doğru gfelen şeylere daha sonra çok şaşırabiliriz. hiç bu duyguyu yaşamayan varsa da helal diyorum. senin yerinde olmayı çok isterdim düz çizgi insan. doğru oldupunu sandığım şeylerin hiç yanllış çıkmaması hoş olurdu. imrenilesisin vesselam. saygılar. sevgiler. yanacıklardan öperler...

soğuk içiniz

01:43 5 Ocak 2011 Çarşamba

ve evet hayat sanatı döver...
dövdü...
güzel bir kelimeymiş, toplumsal hareketmiş, hepsini dövdü hayat.
sprite hayatın gerçekleri...

blog blog blog tarafsız sessiz cevapsız tepkisiz....
bi sıkıntı bi sıkıntı....
bilemezsin...
bunaldım....
bilemezsin...
bilinmezlerdeyim...
gelemezsin...
öyle bir yerdeyim ki...
adresi yok...
nasıl geldim...
geçmişi yok....
sade...
sadece...
yalnız...
kurak...
yazgım...
boynumdaki ip...
nereye çekerse gidiyorum...
sırrım yok...
yok...
yok oluyorum...