the other side of monte carlo

20:31 27 Ağustos 2009 Perşembe

ingilzce yeterlilik sınavına yıllar önce girmiştim 4-5 sene önce. haziran sınavına girmek için puan toplayamamış yaz okuluna kalmıştım yaz okulunda 60 barajını geçemeyip neredeyse bir sene daha hazırlık okuyacakken eylül sınavında 62 almıştım. bu sınava (evet 5 yıl sonra tekrar) girmek için gramer çalışırken "shenandoah" kelimesiyle karşılaştım. hintçe bir kelime olan "shenandoah" yıldızların kızı" demek (daughter of the stars). boşluk doldurma sorusunu aynen yazıyorum;

"shenandoah", an indian word---(28)-----"daughter of the stars",--(29)-----to us through a popular song and Civil War story.
28- a) believed to mean
b) was believed to mean
c) believed that it meant
d) believed it means
29- a) was coming
b) coming
c) has come
d) which came

(bu arada klavyemdeki "w"tuşu biraz zor basıyor) bu soruyu okuduğum zaman artık ingilizce yeterlilik sınavının benim için hiç bir önemi kalmamıştı. çünkü "shenandoah" u çok beğenmiş zimmetime geçirmiştim. artık ben shenandoah tım. bu popular şarkıyı da en kısa zamanda eve gidince internete girip bulmalıydım. ve oradan öğrendiğime göre bu şarkı 19. yüzyıl öncesine ait bir amerika halk şarkısıymış.
"oh, shenandoah, i long to hear you,
away, you rolling river
oh, shenandoah, i long to hear you
away, i'm bound away, cross the wide missouri.

oh, shenandoah, i love your daughter,
away, you rolling river
oh, shenandoah, i love your daughter
away, i'm bound away, cross the wide missouri.

oh, shenandoah, i'm bound to leave you,
away, you rolling river
oh, shenandoah, i'm bound to leave you
away, i'm bound away, cross the wide missouri.

oh, shenandoah, i long to see you,
away, you rolling river
oh, shenandoah, i long to see you
away, i'm bound away, cross the wide missouri"

rivayetlerden biri bu şarkının gezgin bir deniz tüccarının aşık olduğu hintli kızın babasına kızı uzaklara götürmek istediğini anlatmaktadır der, diğer rivayete göre amerikan iç savaşı zamanındaki bir askerin Missouri nehrinin batısındaki shenandoah, lowa daki evinin ülkesinin özlemini anlattığı söylenir.
bu şarkı aynı zamanda da kaçan kölelerle de ilişkilendirilirmiş çünkü nehir onların izlerini kaybetmiş.
bu kadar bilgiden sonra sıra şarkıyı bulmaya gelmişti. tanınmışlardan bob dylan ve bruce springsteen in bu şarkıyı söylediğini öğrendim. hemen umutla müzik klasörümü açtıysamda bu şarkı yoktu. bob dylan ın down in the groove albümündeymiş.

giriş kısmını fazla uzatmadan sizlere yeni tecrübelerimden birini anlatacağım. yakın arkadaşlarım bilir bir smith wesson model 36 istediğimi (muhtemelen ruhsatsız çünkü araştırdığımda gördüm ki silah ruhsatı almak hiç te kolay değil). ve küçük kamyonetimizle tatile çıkacağım ortim. bir çok kez poligona gitmeye yeltenmiş olsamda bir türlü fırsat olmamıştı ve silahlarla ilgili tek deneyimim 9 yaşlarındayken babamın bir arkadaşının attığı tüfek mermilerinin kovanlarını toplamaktı. ben yinede bir smith wesson hayali kurmuştum bir iki sene önce. ve dedemin tüfeğinin bizim eve girmesiyle ben de atış talimlerine başladım. monte karlo çifte kırma av tüfeği. yaklaşık bir 40 yıllık tüfek ama sağlam, fazla da sarsmıyor. gerçi benim naciz kolumda hafif bir morluğa vesile oldu. boş tüfekte öğrendiğim nişan alma taktiğini kullanarak tetiği çektiğimde ilk atışımla ilk şişemi vurmuştum. çok büyük bir iş başarmışım gibi gururlandım (demekki insanın elle tutulacak pek başarısı olmayınca atışa merak duyuyormuş) öyle görünüyorduki benimle gurur duyan bir başka kişi daha vardı 11 yaşındaki bir çift göz koşarak boynuma sarıldı. gözleri parlıyordu. ikinci şişemi de vurdum ve bizim ufaklık koşarak yeni şişelerimi yerleştirdi. şişe vurmak konusunda tatmin olduktan sonra hareketli hedefler aramak istedim içgüdüsel olarak. seviye atlamıştım artık daha zoruyla uğraşmam gerekiyordu. ilk akla gelen her ne kadar kuş olsa da ben çevre yoluna bakan evimizin balkonunda oturup yoldan geçmekte olan arabaları vurmayı tercih ettim. (devamında size vurduğum arabaları anlatmak isterdim renklerini modellerini ancak gelin görün ki insansız giden araba bulamadım:) kuş demişken balkonumuza bir kırlangıç yuva yapıp yumurta bırakmıştı iki tane yavrusu oldu. anne kırlangıcın adını cemile koyduk. bir de türkü söylüyoruz her sabah ona; "cemilemin gezdiği dağlar meşeli..." yavrulardan birinin adı "gaydırı" diğerini adı "gubbak". tek amaçları temel ihtiyaçlarını karşılamak olan bu harikulade yaratıklar ne zaman giderse o gün uydumuzu takıp televizyonumuzu kuracağız.

2 fındık kabuğu doldu:

  1. hey yıldızların kızıııı...!
    konudan konuya atlamışsın birşeyler yazacaktım ama yazının sonuna gelene kadar unuttum(:
    haaa küçük kamyonet ve tatilimiz hiç aklımdan çıkmıyor :) ne zaman küçük kamyonet görsem yanımda kim varsa anlatıyorum, kimse yoksa kendime tekrar anlatıyorum :D
    yeni takma adınız ve hikayesi de pek hoşmuş, mp3 ünü yollayınız...

    whymypen

  2. gaydırı guppak cemileeeeeem :D:D

    whymypen

Yorum Gönder