adsız

14:34 28 Eylül 2010 Salı

bugün ilk defa pizza yaptım fırında. süpersonik oldu. aslında var ya blog fırını toptan kaldırıp atmak istiyorum. sıkıldım bu cici kız ayaklarından yaa. bu ne böyle fırında kek yapmalar kurabiyeler. pasta süslemeler. yaa onlar güzeldi ama hayatımın küçük bir bölümünü kaplarken sadece. çok zor yaa evde bomboş oturmak. hiç hoşlanmadım. yarın hastaneye gidip akşam geleceğim. belki bu hafta fizik tedaviye başlarlarmış. bilincide ara ara geliyormuş kütüphanede çalıştığını falan hatırlamış. güzel haberi alınca hemen fırını tekrar sevip balkana mükemmel pizza yaptım tabiiki de. neyse yaaa bu vesileyle fırın yemekleri öğrenmiş oldum. elimdeki tarif kitabı neyseki çok tutarlı tarifler vermiş. ölçülere uyarsan hiç sorun her şey mükemmel pişiyor.
yok ama yaa bi kaç gün fırından uzak durmalıyım psikolojimi bozuyor fırınla çok haşır neşir olmak. bir gün benim de işim gücüm olacak. bi de okula da gitmiyorum ya bu dönem. ben hiç alışkın değilim ki bu kadar boş zamana.
inşallah her şey yoluna girecek bakalım. inşallah.
hokus pokus yok oldum....

kütle imha

14:47 26 Eylül 2010 Pazar

bir kütle oturmuş içime tüm organlarımı sıkıştırıyor sanki. kimseye anlatamıyorum. teselli istemiyorum çünkü. teselli cümleleri sanki battaniye sadece üstünü örtüyor çünkü. hiç yorum yapmadan teselli etmeye çalışmadan dinleyecek bir sen varsın işte blog. ve yazmak böyle hissedince daha çok anlam kazanıyor. hasene ablamız var bizim temizlikçi demiştim (burada anlatmıştım) hatırlarsan blog. onu çağırdım bugün. ev boş böyle de. ben yarın geri dönecektim ama bilemiyorum babamla kardeşimi hiç bırakmak da istemiyorum.

ve kimseye anlatamıyorum. anlatsam anlatırım ama çocuk gibi mızmızlanıyor gibi hissediyorum kendimi. tesseli bekliyor gibi. değilim. sadece anlatmak istiyorum. sadece içimde birikmesinler diye.

geçecek luna geçecek. kapat gözlerin sen. her şey yoluna girecek. buraya yazarken bile kendimi fazla abartmış fazla durumu dillendirmiş hissediyorum. ama içimde bir kütle var organlarımı sıkıştırıyor. atamıyorum onu bir türlü, çıkmıyor.

dün balkiyle ilk poaça denememizi yaptık. abartıp iç malzemesini pek bol koymuşuz her tarafa döküldü yerken. bir de bizim fırın nedense bozulmuş. ferdoşun fırınında pişirdik. konu komşuya da ikram ettik hemen ilk poaçamız diye:):) ferdoş iyi onun da bir kaç omuru kırık yatıyor hala. MR'a gün almışlar ona gideceklermiş.

ne karamsar yazı oldu beeee. hiç olmadı bu böyle. bunu saymam bidaha beklerim. hem kahve yapmayı öğrendim ben kahve yapar fal bakarız. iyi tamam hadi karpuz da keseriz. ne midesiz çıktın be blog???
hokus pokus yok oldum.

kremalı yazı

21:31 24 Eylül 2010 Cuma


blogların blogu selam sana. pastacıların kraliçesi yazıyor şu anda bu alana. küçük kuzenim anılın doğum günü için yaptığım pastanın resmin ekliyorum.ben şahane ötesi pastalar yaparken doğum günü hediyesi olarak ps3 move aparatı alamadığımız kuzen küsmüş bir şekilde yatmaktaydı. biz de onu alamadık diye bari pastanın üzerine yazalım dedik. tüm kuzenler kafamıza göre süsledik pastanın üstünü şekerlemeli yazı tüpleriyle. doğum günü hediyesi olarak da genel kültür yarışması aldığımız için ps3 move aparatı yerine baya sevinmiş olmalı sanırsam(!) . şaka şaka ama alacağız move aparatını da sadece henüz bulamadık bir de internetten sipariş vereceğiz bugün.





canım annem bir iyileş de gör bak nasıl pastalar yapıyorum senden almışım ben yeteneğimi. avucunda beni olan insanlar becerikli olurmuş. beceriklilik beniymiş o; bende de var zaten.

bir de çok gerekli gibi grip oldum. tabi eylül havalarında buralara alışık değilim ben. yaşlı amcalar gibi öksürüyorum ciğerden ciğerden. cadde de utanıyorum kendimden. yaa neden olduğuda belli ben normalde hayatta ilaç içmem öyle kolay kolay. ben boğazım acıyor deyince babam bana anında 3 ilacı birden sorumluluğuma verdi. e tabi ben ilacı alınca daha doğrusu ilaçları bünyede kendini hasta olmak zorunda hissetti. ilaçlar bitti benim hastalık devam.
bukadar. hokus pokus yok oldum. öhööööö öhööööööö

hal vaziyet bildirgesi

15:58 21 Eylül 2010 Salı

eveeet sevgili kutsal uskumrucuğum...
evet evet güzel güzel haberlerim var. babamın alçıları alındı. epeydir sabit tuttuğu için biraz kireçlenme var kemiklerinde ancak o da bir haftaya geçecek ve bir şeyciği kalmayacak gibi. hmmm komşumuz mu o da iyi bi kaç omuru kırılmış ama yatarak geçecek gibi on gün sonra o da ayaklanacak. annem gözünü açtı demiştim. gülümsedi konuşuyor hatta. bilinci tam gelmedi. ameliyatları tamam. bugün doktoruyla konuştuk. ameliyatları güzel geçmiş hareket etmeye de başlamış. biraz uzun sürecek ve zor olacak diyorlar ama olsun her türlü zorluğa hazırız. umutluyum her şey düzelecek....

gelgelelim gündeliklere... bugün şahane ötesi süpersonik bir pasta yaptım kuzenimin doğum günü için. hemmen anlatıyorum: içine muzları dizdim üzerini fındık parçaları serpilmiş vanilyalı krema döktüm (evet vanilya düşkünüyüm) üstünü kapattım krem şantiyi gezdirdim üst krema olarak. sonra şeftali kivi ve muzları sıraladım pasta kenarı güzel görünsün diye parçalanmış fındıklarla süsledim kenarlarını. üstüne dizdiğim meyveler kararmasın diyede sade jole gezdirdim. yeme de yanında yat. (fotoğraflar aslından çekilmiştir:)ben şahane miyim bu konuda.?bir gün arkası pastane olan bir kitabevim olacak birgün olacak biliyorum. inşallah diyeyim.

gerçi ismimin telifini almışlar of çok canım sıkılmıştı ilk gördüğümde. ama artık sıkmıyorum canımı her şey bir şekilde yoluna giriyor. bir şekilde umutluyum artık. her şey kötüye gitse de şikayet etmiyorum neyi yaşamam gerkiyorsa onu yaşayacağım ben plenlar yapsam da kaçamıyorum yazgımdan. bir şeyler olsun diye uğraşırken hayaller de kursam ne olacaksa o oluyor. değirmen hep su yönünde dönüyor:):):)


*editlerden edit beğendim: pastayı yedik. az bile anlatmışım. anlattığımdan daha güzeldi:):):)