uzakgörü

21:10 23 Kasım 2010 Salı

gidebildiği yere kadar gitti. gidebildiği yer çok değildi ya uzaklaştı denebilirdi yine de. yok yok tahmin dildiği gibi durup geriye bakmadı sesleri duyamadığı için anladı uzaklaştığını. sesler azaldıkça huzur buluyordu. adımları da yavaşlıyordu tabi. yorulduğu yer işte orası; gidebildiği yer. sessiz.

desibeli düşük başka sesler duydu sonra. yavaş yavaş yükselen. önünde birşey geçti: do başka bir şey daha re, ardı arkası kesilmedi do re mi fa sol la si ... devamlı kalınlaşan ritmik melodi. halka oluşturdular etrafında. hepsini tek tek dinledikten sonra elini nazi işareti yapar gibi kaldırdı. tüm sesler sustu. sonra tekine nazi elini salladı ses verdi siiiiiiiiiii ardından bi başkasına salladı elini ses verdi laaaaaa diyezlere alkış tutturdu. sesler o istedikçe geldi yeni bir melodi oluştu.

sakin gidiyorlardı. acele etmeden. telaşsız. çağırdığı ses geliyor sesini verip tekrar yerine geçiyordu. düzen, intizam, disiplin. yok yok nazi elinin bir marifeti değildi bu. aşkın marifetiydi.

sakin de olsa yüksekti desibeli. çok uzaklardan duyulabiliyordu. diğerleri duymuş hemen yanından dinlemek istemişlerdi. koşar adımla, alelacele geldiler.

ilk önce rahatsız olmadı tekrar uzaklaştığı sesleri duymaktan. dinlesinler kimene dedi. ama uslu durmadı yeni gelenler. onlarda beğendikleri sesi çağırdılar. herkes bir ses çağırınca kakofoni oluştu.

elleriyle kulaklarını kapattı. dizlerinin üstüne eğildi. karnını içine çekti. nefesini içine çekti. çekebildiğinden fazla çekti. farketmedi ne kadar çektiğini. ellerini ıraktığında artık duymuyordu.

yetmedi sadece görüntüleri bile huzursuzluk veren bir karmaşaydı. bu defa gitmedi. sadece arkasını dönüp uzaklara baktı.

mim zincirinden kopup gelen yazı

21:53 22 Kasım 2010 Pazartesi

az önce çok eğlenceli bir e posta aldım ve tulkas tarafından mimlendiğimi öğrendim. mimin kurallarını aynen onun yazısından kopyalayıp yapıştırıyorum:



"Kitaplığınızın karşına geçin. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Elinizi kitapların üzerinde gezdirin ve birini seçin. Şimdi gözlerinizi açın. Bir kitap seçmiş durumdasınız. O kitabı satın aldığınız ya da hediye gelmişte olabilir anı hatırlamaya çalışın. İlk kez okuduğunuzda neler düşünmüştünüz, hatırlayın. Şimdi sayfaları şöyle hızlıca bir dolanın ki, kitabın kokusu burnunuza gelsin. Evet, ne güzel bir koku bu! 55. sayfayı bulun. Sayfayı tekrar okuyun. Sayfadan bir paragraf seçin ve mim konusu olarak bunu blogunuza yazın. Daha sonra siz de arkadaşlarınızdan üç tanesine cevaplaması için gönderin.
Mim Kuralları:
1 - Mimlenenler mimi cevaplamak zorundadırlar, mim bozulamaz.
2 - Mimin bozulması teklif dahi edilemez.
3 - Mim yalnızca 3 kişiye gönderilebilir.
4 - Karşılıklı mimlemeler yasaktır.
5 - Mim, her bir blog için sadece bir kez cevaplanabilir.6 - Mim kurallarının ilk 6 maddesi değiştirilemez."



(5. kural süper bu arada)



eveeet gelgelelim elimi içinde azıcık kitap bulunan kutuma daldırdım. kutudakileri henüz okumadım çünkü okuduğum kitapları züleyhaya verdim o da okusun diye binevi değiş yokuş. neyse elime geçen kitap Orhan Kemal "dünya evi" oldu. nedense bi hayal kırıklığı yaşadım çünkü daha güzel bir kitap ummuştum.



kitabı bana çokça zamandır görüşmediğim ortaokul arkadaşım seda hastanede sıkılacağımı düşünerek hediye getirmişti. elinin altındaki kitabı çıkarken alıp getirmiş yani. bu nedenle çok sıcak ve tatlı bir hediye olduğunu düşünmüştüm. bir kitabım oldu diye de çok sevinmiştim ayrıca.

dediğim gibi kitabı henüz okumadım. ama arka kapak yazısını okuyunca okumamaya karar vermiştim. sedanın bir sonraki ziyaretinde geri vermek için kutumda beklemesine müsade ettim. kitap klasik bir roman vari pemde dizi tadında gibi geldi bana arka kapak yazısını okuyunca.



evet evet koku şahane hem de eski kitap. offff teşekkürler mim başlatıcısı zincirindeki tulkas epeydir koklamadan okuyordum yeniden kokusunu hatırlattığın için.



eveeet gelelim mim konumuza 55inci sayfayı açtım bir sürü diyalog var. ama kısacık bir paragraf tabiiki seçtim:



"Kitabı aldı, kapağın arkasındaki sayfaya kurşun kalemiyleyazdı:En iyi arkadaşım geleceğin Beethoven'i odacı Şaban'a. Şaban çıldıracaktı. Kitabı ona vermişti, geleceğin Beethoven'i demişti!"



üç kişiyi mimleyelim bakalım kimler kitap koklamayı hatırlayacak hmmm evet tabiikide whymypen, rüya büyücüsü, ve belki hem yazmayı hem kitap kokusunu hatırlatır diye spartaküs

ballı ceviz kızartması

22:24 21 Kasım 2010 Pazar

ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında....

ceviz ceviz ceviz. süper misin. her şeyin mi süper. bayram geldi cevizli baklavalar döküldü birer birer. ama kuru incir tatlısı bu bayram da yok.... pastanelerde de yok pastanemi açayım kuru incir tatlımı menümün kapağına koyacağım. vitrinimi onunla süsleyeceğim. şu fıstık sarmaları hiç sevmiyorum hiç olmayacak onlardan o acayip tipli baklavadan da bildiğin ev baklavası olacak olursa tatlılardan bir de kuru incir tatlısı başka baklava falan yok. ev baklavası açamadığımı biliyorum sağolun hemen yüzüme vurdunuz bi hayal bile kuramayacak mıyım. vardır kolay bir yolu yanıma ev baklavası açmayı bilen birini alırım nasıl fikir oldu mu hayalime devam edebilir miyim artık? işte sadece ev baklavası bir de kuru incir tatlısı olacak. başka baklava falan olmayacak. poğaçanın alasını yaparım ben be kahvaltılar ben de gerisine karışmam. sandiviç mi dediniz çeşit çeşit. bu arada canım çok fena omlet istiyor günlerdir omlet yemeyi özledim. hastaneden çıkayım ilk nereye gidersem omlet çıksın karşıma kahvaltıda ne olur:):)

çayır çimen geze geze

23:10 18 Kasım 2010 Perşembe

rüzgar her estiğinde
kim demiş
illa bir yaprak oynar diye

pek bilmiş çekirge çimlerin arasında gezintiye çıkmış. koruma altındaymış çünkü çimenden farksızmış. hiç bir düşmanı çimlerin arasında olduğunu farketmeyecekmiş. hem karnı acıkırsa da rahat rahat yiyecekmiş. sırt üstü yatmış ağzında bir ot parçası türkü mırıdanmış. etraf yemek dolu pek bir doymuş. göbeğini hart hart kaşımış. e haliyle göbekliymiş de çekirge. bu çayıra geleli göbeklenmiş aslında. önceden o kadar rahat değilmiş sarımsı otların arasında iyi gizlenemiyormuş her an bir kurbağa tarafından yutulma korkusuyla hem az yemek yiyor hem çok hareket edip devamlı kaçıyormuş.

çekirge unutmuş sarı otları yeşil hem güvenli hem lezzetliymiş. ama şaşkınmış çekirge çünkü hiç aklına kurbağanın da yeşil olduğu gelmemiş. hiç farkında olmamış bile. yine çok yiyip sırt üstü yattığı bir zamanda tam da göbeğini kaşırken hatta tam ensesinde bir ıslaklık hisstmiş aynı anda şlup sesisye kendisini kurbağanın ıslak ve yapışkan dilinde buluvermiş. ve kurbağa... yeşil olduğu için güvende hissediyormuş kendisini çayırda. yemeğin ardından sırt üstü yatıp göbeğini kaşımış.

şarap rengi daha güzeldi

19:49 9 Kasım 2010 Salı

"emin ol kimsenin hayatı dışarıdan göründüğü kadar mükemmel değil" dedi hiç yürüyemeyeceğini öğrenen genç kıza teselli vermek için. diğer cümlelerin arasında pek dikkatini çekmedi genç kızın bu cümle. sadece kendi kaderine odaklanmış sadece kaybettiği kendi ümidi için ağlamaktaydı.

hermanncım hessecimin de dediği gibi aslında sen seçilmiş insansın hangi acıları yaşamak hangi hataları yapmak hangi yollardan geçmek için seçildiğini yaşayarak göreceksin. (aman tanrım eti çikolata keyfi karamelli karamelli olmasına rağmen büyüleyici ımmmh).

hokus pokus yok oldum.

şarap rengi gömlek

22:21 5 Kasım 2010 Cuma

hastanedeki yegane dostumu patti smith seçtim. her an yanımdasın patti sağol. dün ziyaretime gelen bir arkadaşım iki de kitap getirmiş şahanemisin sen. daha ne getirebilirdin bilemem tam abimin getirdikleri bitmek üzereydi yani bu hafta biterler bir liste daha yapayım diyordum ki kurban bayramına gelirken alsın diye neyse gerek kalmadı. müzik dinlerken insan dertlerinden kaçamıyor ama kitap seni alıp başka bambaşka diyarlara götürüyor. kendi derdini unutuyorsun başka bir yere gidiyorsun sayfalarla ve kapatınca da geri dönersin. kitap kurtarıcım işte. şarap da;)

günün şarkısını da past time paradise seçtim hem stevie'den hem pattiden dinleyelim hem de....

bir de hepsinden hariç annem hızla iyileşiyor gibi . aman nazar değmesin;) bakalım belki ikinci döneme okula devam ederim hiç mi hiç belli olmaz. neli olduğunu unuttum ama pantenin yeni üretimi yeşilli bir şampuanı var kutusuun rengi yeşil, şampuan şeffaf. süpersonik bir şampuan. tavsiyelerim arasındadır duyrulur. saygılar sevgiler ey ahali...