çok cazibelisin kırmızı koltuk...

21:10 19 Aralık 2009 Cumartesi

özellikle kütüphanenin 3. katına çıktım ki çalışmamı bölmek istesem bile üşengeçliğimden aşağı inmeyim. sessiz sanılır kütüphane. bir çoğu için sessizdir de.
ben hep sesler duyarım; ilk başta birinci kattaki bilgisayarların sesi geldi;
- geli maillerine baksana belki sınavla ilgili mail atmıştır dersin hocası
daha dün akşam bakmış olsam da indim yeniden baktım. sonra fotokopi odasındaki müsfette kağıtların sesi geldi;
- günlerdir bekliyoruz burada anlaşılan kimsenin işine yaramıyoruz
üzüldüm hallerine hemen gidip bir kaçını alıp sorularımı onların üzerine çözdüm. giriş katındaki eti makinasındaki sandiviçlerin sesi geldi sonra;
- acıkmadın mı hala,bak hem tazeyiz hem lezzetliyiz
sandiviç çay arazı yapmaya karar verdim. indim. üçüncü kattaki masama geri döndüm ama susmamıştı sandiviçler;
-güzel değil miydi, bir tane daha istiyordur senin canın
gerçekte de bir tane daha istemişti canım. hem su da alırım diye yeniden indim. geldim. herkesin sustuğunu düşünüyordum ki;
-pişşt pişşt
etrafa bakındım
-pişşşt, buradayım tam karşındaki kırmızı rahat koltuğum ben
en zavallı yüz ifadesi yerleşti suratıma, haklıydı, çok rahattı o kırmızı koltuklar. orada hep uyuyan öğrenciler olurdu. montumda asılı olduğu sandalyenin üzerinden söze karıştı;
-beni de üstüne alırsın
uyumak cezbetmişti beni kırmızı koltukta. eşyalarımı topluyordum ki kalemim masadan atladı, tam onu alacakken sandalyeyi düşürdüm. masalardaki kitaplara doğru eğilmiş tüm kafalar bana baktı. kitaplar konuştu;
- sessiz olur musunuz

0 fındık kabuğu doldu:

Yorum Gönder