uyku kaçınca yazdırgaçta

01:50 16 Eylül 2009 Çarşamba

luna ayda, luna parkta, luna ekmek üstünde...vs. gibi seriler yapmayacağım korkmayın:) (itiraf edeyim ben bile korktum uykum kaçınca; bu defa luna nerede diye)

erken kalkılması gereken sabahların gecelerinde vuku bulur uykunun alıp başını gitmeleri. akıllıcadır bu zamanlı ayrılış. pek önemsenmez çünkü yokluğu akşama kadar uyuma imkanı olan gün öncelerinde. nasıl ki diğer gecelerde yalnız bekler sahip olunmayı sabahlara kadar bu gibi gecelerde de habersizce gider bekletmek için.

sabaha kadar ayakta kaldığım günlerin bedelini ödüyorum. gerçek bir aşık olmamalıyım ki; söz veremiyorum uykuma bir daha bekletmeyeceğime dair. gözlerim kapalı bekliyorum en fazla yarım saat, sürpriz yapar gelir diye. gelmeyince yakıyorum ışığı. aklıma düşmüyor değil onun için endişelendiğimi sanması, bana ders verdiğini sanarak bir taraftanda yalnızlığıma üzülmesi. oldukça vicdansız olmalıyım ki yokluğuna dertlenmiyor gelene kadar oyalanacak şeyler buluyorum. geldiği zaman hiç bir şey sormadan sokulup yamacına uyuyacağım gerçeği ise duyarsızlığımı işaret edebilir. belki geldiği zaman bile bekleteceğim işim bitsin diye.

o ne mükemmel bir aşıktır ki, yine de alacak beni koynuna. umursamazlığıma içerlese de yakınmayacak. bahsetmeyecek yokluğunu farketmeyişlerimden, başka uğraşlarımdan.

çünkü bilir. kısa süreli yokluğuna alışkınlığımı. hele iki gün gelmesin nasıl perişen kaldığımı. ellerimin titrediğini, beynimin durduğunu, gözlerimin karardığını, rengimin sarardığını.

ama hiç bilmez; gece onun hakkında yazdığımı.

_bir süre sonra_

sanıyordum ki uyumam gerektiğini iyi bildiği için fazla bekletmeyecek gelecek. bu sanıdır işte duygusal gece yazısına neden. ancak insan ne kadar hoş görülü, ne kadar sükunetle karşılasa da olayları (ve ne kadar hatalı olduğunu bilse de) kritik anlarda karşı tarafın her şeyi göz ardı edip yanında olmasını bekliyor. bu bencilce içgüdü belki uyku aleminde yoktur. bu yüzden tartışırız da bazen. ikimiz de birbirimizi bencillikle suçlarız. uykunun tuzu kuru, tek uğraşı benim. kavgadan zararlı çıkanda. ne de olsa iyi bilir; sabaha kadar beklesem hatta işlerimi halledemesem de -en nihayetinde- geldiğinde yine ona sarılacağımı. belki de gerçek aşık benimdir her şeye rağmen. ya da bu tamamen çıkar ilişkisidir; ben uyumayı gerçekten sevmiyorumdur, o da beni.

0 fındık kabuğu doldu:

Yorum Gönder