ağabey

12:41 1 Ekim 2009 Perşembe

kadınların yaş takıntısını hep saçma bulurum. "bana abla deme" gibi saçma bulduğum bir takının sembolü olan cümleyi kuracağım hiç aklıma gellmezdi. odamıza yeni gelen zat-ı muhterem elektrik elektronik mühendisliği ikinci sınıf öğrencisi henüz. daha önce de odama benden yaşça çok küçükler gelmişti. yaş farkının bir önem olmadığını bilen ergin kişiler olarak kaynaşmış arkadaş olmuştuk. takılmıştık birlikte hatta birbirimizin arkadaşlarıyla.yeni kızın odamıza gelişi daha 1. haftasını bile doldurmamıştı (odayı sahiplenmişim yanlış olmuş; odaya gelişi:)) hafta sonunu diplomasını almaya gelen çiçeği burnunda arkadaşlarla dikimevinde evde geçiriştm.. salı günü odaya geldim. ikinci sınıf yeni arkadaş bana "hoşgeldin luna abla" dedi. en az 5 saniye dona kaldım. gözbebeklerim akın içinde fıldır fıldır dönmeye başladı. kelimeler sanki yerdeki betondan ayak parmaklarıma girip vücudumdan yukarı, dudaklarıma doğru yola çıktı.
"hoşbuldukta abla falan gerek yok öyle şeylere".
kelimeler çıkıp tekrar yere dökülürken sarsıldım. O CÜMLE. yaşlanmaktan korkmak değilde sanki arkadaş kaybetmekten korkuydu bu. ve neden yaşın bir sorun olduğunu daha iyi anladım. yaşlanmak fiziki yapının gelişmesini tamamladıktan sonra vücudun diriliğini yitirmesi olarak tanımlanırdı ve kadınların bunu hep çirkin göründüklerini düşünüp ya da potansiyel sevgili aday kitle yaşını düşürmek istediklerinden gizlediklerini sanırdım. insanın yaşlanmak istememe nedenlerinden biri de daha genç olanlarla araya bir resmiyet girme olasılığıymış. abla, abi kelimeleri samimiyet çizgisini inceltir çünkü. kendinizden 2 yaş küçük birinin size abla demesi onunla arkadaşça takılmanızın önünde bir engeldir. ve bu korkutur. arkadaşlarımın ablası olmak istemiyorum.

0 fındık kabuğu doldu:

Yorum Gönder