başı boş

02:34 23 Mayıs 2009 Cumartesi

18 mayısta tuttuğum dilek gerçekleşmedi ama öğrenci işlerindeki gazi abiye teşekkürler.

beyin ne değişik bir organdır. en çaresiz anlarda, çıkmaza düştüğümüzde bulduğumuz saçma sapan fikirleri bize mükemmelmiş gibi yutturup umutlandırır. mum üflerken bile bu fikirlere bel bağlarsınız. bir yalandır aslında herşeyi başlatan. kurnaz beyninizin size renkli ambalaj içerisinde sattığı. yalan gibi görünmez kılıfının içinde. küçük bir aldatmaca sanırsınız. ve dahiyane yalanınızı söyleyip hedef kitlenizi inandırana kadar heyecanla her sabah ayrıntıları düşünürsünüz. ve silsile başlar. yalan silsilesine gebe fikir silsilesi.masumane yalanın her açık noktasını kapatacak yeni yalanlar üretirken geçen zamanda farkında olmadan alışacaksınız. doğru olanı yaptığınızı sanacaksınız. yalan olan şeyi gerçekle karıştıracaksınız. sizi izlerken beyniniz asıl dahinin kendisi olduğunu düşünerek kibirlenecek. sizi nasıl kandırdığını görerek kahkahalarla gülecek (kendisini dahi sanan beynin de bunu yalan söyleyerek yaptığını farkettiniz umarım:)) düzmece bazılarına zarar verecek. düşüneceksiniz. yeni yalanlar düşünere, hatasız bir düzenek olduğuna inanmak inandırmak isteyeceksiniz. doğal olduğuna inandığınız sahteliğe her düşünme anında yeni eklentiler yapacaksınız. her an kurguladığınız senaryo hayat biçiminiz olmaya başlayacak. biçimlendirdiğiniz bu olgu her eklentide büyüyecek. siz büyüyeceksiniz, hayatınız büyüyecek. kendinizi devasa hissedeceksiniz. sizden büyük olmayacak. değişimi eleştiren küçük kalmışlara üstten bakacaksınız. arkasını dönenleri umursamayacak hayalinizi canladırmaya devam edeceksiniz. inanacaksınız.
şanslıysanız hatırlarsınız; renkli ambalajında satın aldığınız aldatmacayı. kendi çevrenize ördüğünüz uyduru seddini. ve akıllıysanız farkedersiniz; bu uyduruda yazılanların tamamen hayal ürünü olduğunu. yalanlar silsilesi olduğunu. güçlüyseniz bu farkındalığı göz ardı etmez gerçek olanı üretirsiniz. gerçeği üretmek istiyorsanız; beyninizi kontrol edeceksiniz. başıboş bir beyin sahtelikten ibarettir. dahi olduğunuzu sanırsınız ama aslında koca bir yalansınız. kafayı sert bir betona vurmak (belki ranzanın üst katında; sabah uyandığınızda unutup ayağa kalkarken tavana çarpmanız, ya da alçak kapıdan geçerken başınızı eğmeyi unutmanız...) iyi gelir. en yükseklerdeyken bir anda düşmek gerçektir. ve gerçek olan ne kadar uğraşsanız da ulaşamayacağınız bir yakınlaşmadır. ne kadar yaklaşabilirseniz o kadar gerçek olacağınız döngüsü ise hayatın tanımıdır.

1 fındık kabuğu doldu:

  1. Bu yalan ya da kurmaca dünya konulu yazıyı şöylede okuyabiliriz(yazanın eline sağlık). Bu dünyada rutin bir hayat sürmek kurmacaların belkide en büyüğü. Bu iddiamı temellendirmek için Afrikada açlıktan ölenleri, Irak ve Afganistanda emperyalizmin gözü dönmüşlüğü yüzünden ölenleri saydığımda üzerimizde etki yapmıyorsa, aman sende bildik şeyler diye geçiyorsa içimizden ve üstüne üstük ilerde mesleğimizi elimize alınca çok şeyleri değiştirme kurmacasına inandıysak vay halimize. Ha ben bunları yazıyorum diye hergün bu olguları düşünüp korkunç ıstıraplarmı çekiyorum hayır. Evet demek gerçekçi olmaz zaten. Bunları takip etmek ve dünyanın bir gün yaşanası bir gezegen olması için kendi memleketimi yaşanası bir yer kılmaz mücadelesini vermek, bu kurmacanın içinde böyle sağlam bir tutamak yaratmak savrulmayı, yalanlara boğulmayı engelleyen en büyük tutunacak daldır. Ha şu da denebilir hadi canım seninki de ütopya, hayal. O zamnda "yıldızlar ütopyalar gibidir hiçbir zaman tam olarak ulaşılamaz ama hep yol gösterir". Her dönemin yıldızıda farklıdır, kimi dönemin yıldızı başkabir dönemin somut gerçekliği olabilir.

    spartaküs

Yorum Gönder